“Çözüm merkezimize hoş geldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim?” diyerek karşıladı Beatris, karşısında yarı ürkek, çeyrek heyecanlı ve tam bir geri zekâlı gibi görünen adamı.
“İyi günler, Bay Corci ile randevum vardı.” dedi adam. Beatris güler yüzlü tavrına hafif bir kuşku süsü vererek sordu;
“Randevunuz vardı da geçti mi, yoksa halen varlığını sürdüren bir randevudan mı bahsediyorsunuz?”
Adamın bakışları son derece düzenli gözüken karşılama masasından, odanın her yerinde bulunan devetabanlarına kaydı, gözleri kısıldı. Kendinden geçmek üzereyken, burnuna dolan tütsü kokusu ile kendine geldi. Ürkekliği kaybolmuştu, zeki ve cesurca bir bakışla, “Bay Corci ile randevum var, dün çözüm merkezinizi aramıştım.” dedi.
“Adım Maykıl, bu konuları Bay Corci ile konuşmak isterim.”
Beatris, adamın aniden beliren kararlı tavrı karşısında sözü fazla uzatmak istemedi. Durumu odasındaki canlı kamera görüntüsünden izleyen Corci de, Beatris ’in masasında bulunan ve “adamı içeri gönderebilirsin” anlamına gelen yeşil ışığı yakmıştı.
“Anlıyorum Bay Maykıl, Bay Corci sizi bekliyor.” diyerek masasının karşısındaki ahşap kapıyı işaret etti Beatris.
“Hoş geldin Maykıl.” Corci, kendinden emin ve sakin bir şekilde, masasında oturarak karşıladı Maykıl’ı. Arkasındaki pencereden içeri dolan ışık, Corci’nin asık suratındaki çizgileri gölgelendiriyor ve Corci’yi daha sert ve ulaşılmaz bir hale sokuyordu. “Çok vaktim yok, söyle bakalım neyi çözemedin de bana geldin?”
Adam, Corci’nin söze bu kadar hızlı gireceğini beklemiyordu. Ayrıca karşısındaki asık surat yüzünden, kararlı tavrı tekrar ürkekliğe dönüşüyordu. Gözleri tekrar kısıldı ve o gözler ancak Corci’nin elinde tuttuğu puroya takıldığında, kendinde cevap verme gücü bulabildi: “Değerli vaktinizi almayacağım Bay Corci, öncelikle size getirdiğim hediyeyi kabul etmenizi rica ediyorum. Sizin kullandığınız kadar kaliteli bir Havana purosu olmasa da…”
“Teşekkür ederim Maykıl ancak puro içtiğimi de nereden çıkarttın? Neyse, önemli değil, hediyeleri severim. Şimdi konuya girmeni rica ediyorum. Neyi çözmek istiyorsun?” Maykıl bir yandan şaşkınca Corci’nin elindeki puroya bakıyor, diğer yandan da bu çözüm merkezine neden geldiğini hatırlamaya çalışıyordu. Kafası oldukça karışmıştı. “Özür dilerim, şey, tam hatırlayamıyorum baba.” dercesine mırıldandı.
Corci’nin suratı iyice asılmıştı ancak onun asık suratı, ardındaki saf, dostane, anlayışlı ve kavrayıcı özelliklerini maskeliyordu. “Tamam, Maykıl, rahat ol, sorularıma hızlıca cevap ver lütfen, sen tam olarak kaç yaşındasın?”
“82 Bay Corci, pardon 28 baba.”
Corci durumu çözmüştü. Elindeki kalemle (bu bir puro değildi tabii ki) masasının üzerindeki kâğıda bir şeyler yazıyormuş gibi yaptı. Adamın şaşkın bakışları arasında konuşmaya başladı; “Sanırım siz Maykıl değilsiniz. Elimdeki nasıl puro değilse siz de ne 28 yaşındaki Maykıl’sınız, ne de 82 yaşındaki Al Paçino’sunuz, öyle değil mi? Ayrıca ben de baba değilim, Don Karleone ve Marlon Brando ya da Robert De Niro da değilim. Siz Maykıl rolüne bürünmeye çalışan ve etrafınızdaki her şeyi ve herkesi bu role yakınlaştırmaya çalışan birisiniz. Şimdi lütfen bana gerçek isminizi söyleyin."
Adamın şaşkın bakışları, yerini kısacık zamanda upuzun aydınlatma metni okumuş bir internet kullanıcısının parıldayan bakışlarına bırakırken, sözcükler ağzından dökülüverdi: “Adım Albırt, çok teşekkür ederim Bay Corci, çok teşekkür ederim. Ben sürekli film izliyorum ve seyrettiğim filmlerin karakterlerine büründüğümde bu durumdan çıkmak için çözüm arıyorum, bu yüzden de size geldim. Sizin her şeyi çözebildiğinizi öğrendiğim anda hiç vakit kaybetmeden geldim.”
Corci, asık suratına tebessüm eklemeye çalışarak, “Çözdünüz işte Bay Albırt.” dedi ve ekledi, “Bu durum genellikle kalıtımsaldır, ailenizde aynı sorunları yaşayan birisi oldu mu?” diye sordu. Albırt tam cevap vermek üzereyken odaya dalan Beatris, “Sözünüzü kestim Bay Corci ancak Bay Sani sizinle acilen görüşmek istiyor” dedi. Corci, takındığı tebessüm kırıntısından bir gülümseme inşa ederek Albırt’a döndü ve “Tam beklediğim gibi! Kardeşiniz Ceyms Kaan’ı alarak çözüm merkezimizden çıkabilirsiniz. Bir müddet film izlemeyin, sonrasında özellikle Al Paçino yerine Yolpaçino, Güğüm Dernek gibi içinde bürünemeyeceğiniz karakterler olan filmlere yönelmenizi tavsiye ederim.”
Albırt minnettar dolu bakışlarla odadan çıkarken Beatris, “Corci, ofisimizin duvarları bomboş, biraz doldursak diyorum, sen ne dersin?” diye sordu.
Corci, Beatris’in ne kadar yetenekli olduğunu ve duvarları kafasında çoktan tasarladığını biliyordu.
Comments